Kart faizlerini silmezsek ülke hapishaneye döner
15 Mayıs 2015
CHP istanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı İlhan Kesici ile konuştuk. İlhan Bey siyaset sosyolojisinin en ağır konusu olan makro iktisadın harman olduğu alanda, devlet planlama işinde uzman. Röportaj öncesi sohbetimizde aslında sıkıcı sanılan ve çoğunlukla tablolarla anlatılması gereken ekonomik konuları siyasetçilerin anlatma güçlüğünden bahsettik. İlhan Kesici “Kadim Anadolu filozofları zaten bunları anlatmış. Halk iyi bilir. Öyle anlatırım, anlar” dedi. Nasıl yani “Ekonomi tabloları, demokrasi meseleleri ile edebiyat ve halk deyişlerini bir araya mı getireceksiniz?” dedim. “Elbette, hodri meydan” dedi. Bu meydan okuma üzerine İlhan Kesici’nin binlerce kitap olan evinin kütüphanesinde söyleşiye başladık.
“Böyle giderse sosyal patlama olur” demiştiniz. Bunun iktisadi mantığı, bir grafiği var mı?
Olmaz mı? (Hızla notlarını karıştırıp tablosunu çıkarıyor). 2003’te hane halkının 4 milyar dolar borcu vardı. Hane halkı denilen sen, ben. Şimdi hanenin borcu 155 milyar dolar. Kemal Bey “Kart borç faizinin yüzde 80’ini sileceğim” dedi. Sebebi şu: 550 bin insan borç yüzünden mahkemeye düşmüş. 432 bin kişinin hapis cezası kesinleşmiş. Adam borcunun faizi yüzünden cezalı. Mevzuata göre hepsi hapiste olmalı. Fakat hapishanelerin kapasitesi 155 bin. 432 bin insanı hapishaneye koyacak yer yok. O yüzden henüz hapse de atamıyorlar. Şimdi adam borcunu hapishanede mi rahat öder yoksa dışarıda işini yaparak mı öder? Ferahlatmanız lazım. Bu kadar mahkumla hiçbir ülke huzurlu gitmez. Ülke hapishaneye döner. Sosyal patlama riski var, bunu çözmeliyiz. Bu 432 bin insanı hapisten kurtarmak şart. İktidar riski göremiyor.
KURUN ACISI SONBAHARDA ÇIKAR, CHP iKTiDARI GEREKLi
“6-8 ayda kur farkının etkisi hissedilir” diyorsunuz. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
İthalattaki kurun etkisi şöyle olur. Diyelim ki 200 milyar dolar. Onun ara malı ne kadar? 100 milyar dolar. 100 milyar dolarlık ithalat yapacak. Mamul üretecek. Siparişi verdi, dakikasında gelmez, deposuna geldi üretime girdi. Bütün bu tabloları “6-8 ayda etkili olur” cümlesini kurmak için inceliyoruz. Sonbahardan itibaren kurun ne tür bir bela getirdiğini Türk tüketicisi ayan beyan görür. Bu ülke yönetimiyle o aylara girmemeliyiz.
ESNAFA VE KOBİLERE YENİ DÜZENLEME GÜVENCESİ
Asgari ücreti 1500 liraya çıkarmak KOBİ’leri esnafı üzer mi? Risk değil mi?
Esnafın, KOBİ’lerin bir endişesini haklı görmek lazım.“Kavurganın yananı sıçrar” denir. Ürkütücü bir durumdan en çok zarar göreceklerin sesini yükseltmesini anlatır. Benim kız kardeşim var Sivas’ta, eczacı. Onun yanında çalışanlar var. Sıkıntıyı bilirim. KOBİ’lerin esnafın ödediği pirimlerde kolaylaştırma yapmak lazım. Bu işi bilen adamlar bakar, ince hesap yapılır. Türkiye iyi yönetilirse çok iyi ekonomi bürokrasisi vardır. Biz yönetiriz. Ayrıca parayı ister emekliye, ister asgari ücretliye verelim. Bu para, ertesi sabah bakkala kasaba manava gider. Ayda 100 bin lira kazanana 10 bin lira daha ilave etsen, o tüketime girmez. Ama 1000 lira alana 500 lira daha verdiğin zaman, kasabın manavın önünden geçerken dik yürümek isteyecektir. Zaten verilen paranın 3’te 1’i devlete tüketimle vergi olarak dönüyor. Devlet hazinesinde pek sıkıntı yaratmaz. Bakın bütçe burada (2015 bütçe kitapçığını gösteriyor. Üzeri Kesici’nin aldığı sayısal notlar ve hesaplarla dolu). Bunda oynama hakkı var. Ekonomi nasıl çalışılır anlatayım: “At oynamış yonca tarlası” derler. İşte böyle bu tabloyu karaladık. Esnafı da kavurga gibi yakmayız.
Cumhuriyet merhemimiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ekonomik olarak nasıl bakıyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti, son 200 yıllık yenilmişliğimiz, itilip kakılmışlığımız, geri kalmışlığımıza karşı çare olarak ancak 100 sene kafa patlatarak bulabildiğimiz merhemin adıdır.
YEDiĞiN HURMANIN BiR YERDE ACISI ÇIKAR
Dış ticaret açığından neden şikayetçisiniz?
Sorun halka yansımıyor. Neden sorun olsun ki? Önümüzdeki yıl hissederiz. Bu soruya cevabın özlü sözü şu olsun: Bir zamanlar yediğin hurmanın bir yerde acısı çıkar (Halk deyişi).
Emeklilere iki ikramiye verip bizi batıracak mısınız?
Allah Allah! Türk ekonomisini hani IMF’ye 5 milyar dolar borç verebilecek bir ekonomi haline getirmiştiniz? Bu nasıl böyle bir şey ki ‘Emeklilere iki maaş bayram ikramiyesi verelim’ denince birden bire nasıl “Ekonomi batacak, ekonomi çökecek, ülke yeniden IMF’ye muhtaç hale gelecek” oluyor?
‘Babacan vahim konuşuyor’
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “Eğer bu zayıf tablo sürerse demokraside ve ekonomide bugünleri bile mumla ararız” sözlerini İlhan Kesici şöyle eleştiriyor: “Babacan 13 yıldır görevde. Demokrasi dışına çıkılma ihtimaline karşı ne yaptığını da izah etmeli. Bu sözler gerçekten çok vahim ve endişe verici.”
EKONOMİ HALİL İBRAHİM BEREKETİ YAŞAMIYOR
AKP iktidara geldiğinde özel sektörün dış borcu 43 milyar dolarmış. Şimdi 6.5 kat artmış 278 milyar dolar. Bu ne oldu? Şimdi kur 2 liraydı 2.70 oldu değil mi? Bu borcu ödemek için Türk Lirası kazanıyor. Dışarıya dolar ödüyor. 2 lirayken adamın borcu, Türk Lirası cinsinden 560 milyar liraydı. Kur 2 ayda 2.70’e geldi. Şimdi borcu 760 milyar lira. Para harcamamış, hiç kabahati yok. Ne Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası tartışmasının içinde ne de Babacan-Davutoğlu kavgasına dahil. Hiçbir şeyle alakası yok, borcu 200 milyar lira artırdılar. O yüzden bu devam edemez. Bakın grafikte en başta. Kamunun borcu 107 imiş, 398 milyar dolar olmuş. Buraya yazıyorum (Kalemimi alıp elindeki tabloya yazıyor): “Borç batağı.”Biz bolluğa “Halil İbrahim bereketi” deriz. Görüyorsunuz tabloyu. Bunlar hep borç. Şöyle demek gerekir: “Bazılarının sandığı gibi ekonomimiz Halil İbrahim bereketi yaşamıyor.”
SEN GİT DERDİNİ BLOOMBERG'TE ANLAT!
Ekonomiye uluslararası güven ne durumda?
Durun şurada tablom var. Bu da dünyanın “en sefil ekonomisi listesi.” Bizi en kötü 7’nci ekonomisi gösteriyor. Bu tabloyu Bloomberg yapmış. Tüm dünya buna bakar. Bunlar çok ciddi. Bunu muhalefet söylese dersin ki “Muhalefet işte”. Ey falan diyorlar ya. Sözün özü şu: “Git kardeşim derdini git Bloomberg’e anlat.” (Bloomberg, dünyada yatırımcıların en çok takip ettiği uluslararası ekonomi yayın kuruluşu).
Tam bir kitap kurdu
İlhan Kesici beni binlerce kitabın olduğu kitaplığınnda gezdirdi. Masalar, sehpalar İlhan Kesici’nin okuduğu kitaplarla dolu. Kitap sayfaları didik didik edilmiş notlar ve altı çizilmiş satırlarla dolu. Güncel kitapları hemen okuyor. “En son okuduğunuz kitap nedir?” diye sorduğumda sehpadaki iki kitabı çıkardı ve sabırsızca şöyle dedi: “Sen gelmeden Taha Akyol’un ‘Türkler ve Ermeniler’ini bitirdim, söyleşiden sonra Ertuğrul Özkök’ün ‘Tuhaf Bir Çocuğun Fevkalade Anıları’ romanına başlayacağım.”
İlhan Kesici kimdir?
1948 Sivas Zara doğumlu. Lise eğitimini Sivas’ta tamamladıktan sonra ODTÜ İktisat’tan mezun oldu. Uluslararası kurumlarda çalıştıktan sonra Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yaptı. 1999’da ANAP, 2007’de CHP’den milletvekili seçildi.
DEYİŞLERLE EKONOMİ- POLİTİK
İlhan Kesici’nin siyasi olguları halk deyişi ve özdeyişlerle yorumladığı bazı örnekler:
1. Ekonominin acıklı durumu için: Hesaba bakhiram Hacc lazım olmuş / Cüzdana bakhiram zekata muhtaç. (Erzurum şivesi).
2. Ekonomi, demokrasi, İç Güvenlik Yasası ve otoriterleşme için: Tek başıma olsam Şah’a, Sultan’a kul olmam / Viran olası hanede evlad-ı ıyal var / (Neyleyeyim ki evde geçindirmekle yükümlü olduğum aile var. Yoksa ben yapacağımı bilirdim). Vallahi Bey’im boynuna, bu işte vebal var. (Aşık Dertli Divanı)
3. İktidara dalkavukluk edenler için: Meşhurdur ki fisk ile olmaz cihan harap / (Dünya zulümle, günahkarlıklarla filan harap olmaz.) Eyler ânı müdahene-i âliman harap / (Dünyayı zulümedenden daha beter eden, alimlerin ve önde gelen şahsiyetlerin hükümetlere dalkavukluklarıdır).,
Tanzimat Sadrazamı İzzet Molla’nın sözü. 4. İktidarın mağduru oynaması için: Kurt ile yer, çoban ile ağlar. (Anadolu deyimi)
“Böyle giderse sosyal patlama olur” demiştiniz. Bunun iktisadi mantığı, bir grafiği var mı?
Olmaz mı? (Hızla notlarını karıştırıp tablosunu çıkarıyor). 2003’te hane halkının 4 milyar dolar borcu vardı. Hane halkı denilen sen, ben. Şimdi hanenin borcu 155 milyar dolar. Kemal Bey “Kart borç faizinin yüzde 80’ini sileceğim” dedi. Sebebi şu: 550 bin insan borç yüzünden mahkemeye düşmüş. 432 bin kişinin hapis cezası kesinleşmiş. Adam borcunun faizi yüzünden cezalı. Mevzuata göre hepsi hapiste olmalı. Fakat hapishanelerin kapasitesi 155 bin. 432 bin insanı hapishaneye koyacak yer yok. O yüzden henüz hapse de atamıyorlar. Şimdi adam borcunu hapishanede mi rahat öder yoksa dışarıda işini yaparak mı öder? Ferahlatmanız lazım. Bu kadar mahkumla hiçbir ülke huzurlu gitmez. Ülke hapishaneye döner. Sosyal patlama riski var, bunu çözmeliyiz. Bu 432 bin insanı hapisten kurtarmak şart. İktidar riski göremiyor.
KURUN ACISI SONBAHARDA ÇIKAR, CHP iKTiDARI GEREKLi
“6-8 ayda kur farkının etkisi hissedilir” diyorsunuz. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
İthalattaki kurun etkisi şöyle olur. Diyelim ki 200 milyar dolar. Onun ara malı ne kadar? 100 milyar dolar. 100 milyar dolarlık ithalat yapacak. Mamul üretecek. Siparişi verdi, dakikasında gelmez, deposuna geldi üretime girdi. Bütün bu tabloları “6-8 ayda etkili olur” cümlesini kurmak için inceliyoruz. Sonbahardan itibaren kurun ne tür bir bela getirdiğini Türk tüketicisi ayan beyan görür. Bu ülke yönetimiyle o aylara girmemeliyiz.
ESNAFA VE KOBİLERE YENİ DÜZENLEME GÜVENCESİ
Asgari ücreti 1500 liraya çıkarmak KOBİ’leri esnafı üzer mi? Risk değil mi?
Esnafın, KOBİ’lerin bir endişesini haklı görmek lazım.“Kavurganın yananı sıçrar” denir. Ürkütücü bir durumdan en çok zarar göreceklerin sesini yükseltmesini anlatır. Benim kız kardeşim var Sivas’ta, eczacı. Onun yanında çalışanlar var. Sıkıntıyı bilirim. KOBİ’lerin esnafın ödediği pirimlerde kolaylaştırma yapmak lazım. Bu işi bilen adamlar bakar, ince hesap yapılır. Türkiye iyi yönetilirse çok iyi ekonomi bürokrasisi vardır. Biz yönetiriz. Ayrıca parayı ister emekliye, ister asgari ücretliye verelim. Bu para, ertesi sabah bakkala kasaba manava gider. Ayda 100 bin lira kazanana 10 bin lira daha ilave etsen, o tüketime girmez. Ama 1000 lira alana 500 lira daha verdiğin zaman, kasabın manavın önünden geçerken dik yürümek isteyecektir. Zaten verilen paranın 3’te 1’i devlete tüketimle vergi olarak dönüyor. Devlet hazinesinde pek sıkıntı yaratmaz. Bakın bütçe burada (2015 bütçe kitapçığını gösteriyor. Üzeri Kesici’nin aldığı sayısal notlar ve hesaplarla dolu). Bunda oynama hakkı var. Ekonomi nasıl çalışılır anlatayım: “At oynamış yonca tarlası” derler. İşte böyle bu tabloyu karaladık. Esnafı da kavurga gibi yakmayız.
Cumhuriyet merhemimiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ekonomik olarak nasıl bakıyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti, son 200 yıllık yenilmişliğimiz, itilip kakılmışlığımız, geri kalmışlığımıza karşı çare olarak ancak 100 sene kafa patlatarak bulabildiğimiz merhemin adıdır.
YEDiĞiN HURMANIN BiR YERDE ACISI ÇIKAR
Dış ticaret açığından neden şikayetçisiniz?
Sorun halka yansımıyor. Neden sorun olsun ki? Önümüzdeki yıl hissederiz. Bu soruya cevabın özlü sözü şu olsun: Bir zamanlar yediğin hurmanın bir yerde acısı çıkar (Halk deyişi).
Emeklilere iki ikramiye verip bizi batıracak mısınız?
Allah Allah! Türk ekonomisini hani IMF’ye 5 milyar dolar borç verebilecek bir ekonomi haline getirmiştiniz? Bu nasıl böyle bir şey ki ‘Emeklilere iki maaş bayram ikramiyesi verelim’ denince birden bire nasıl “Ekonomi batacak, ekonomi çökecek, ülke yeniden IMF’ye muhtaç hale gelecek” oluyor?
‘Babacan vahim konuşuyor’
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “Eğer bu zayıf tablo sürerse demokraside ve ekonomide bugünleri bile mumla ararız” sözlerini İlhan Kesici şöyle eleştiriyor: “Babacan 13 yıldır görevde. Demokrasi dışına çıkılma ihtimaline karşı ne yaptığını da izah etmeli. Bu sözler gerçekten çok vahim ve endişe verici.”
EKONOMİ HALİL İBRAHİM BEREKETİ YAŞAMIYOR
AKP iktidara geldiğinde özel sektörün dış borcu 43 milyar dolarmış. Şimdi 6.5 kat artmış 278 milyar dolar. Bu ne oldu? Şimdi kur 2 liraydı 2.70 oldu değil mi? Bu borcu ödemek için Türk Lirası kazanıyor. Dışarıya dolar ödüyor. 2 lirayken adamın borcu, Türk Lirası cinsinden 560 milyar liraydı. Kur 2 ayda 2.70’e geldi. Şimdi borcu 760 milyar lira. Para harcamamış, hiç kabahati yok. Ne Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası tartışmasının içinde ne de Babacan-Davutoğlu kavgasına dahil. Hiçbir şeyle alakası yok, borcu 200 milyar lira artırdılar. O yüzden bu devam edemez. Bakın grafikte en başta. Kamunun borcu 107 imiş, 398 milyar dolar olmuş. Buraya yazıyorum (Kalemimi alıp elindeki tabloya yazıyor): “Borç batağı.”Biz bolluğa “Halil İbrahim bereketi” deriz. Görüyorsunuz tabloyu. Bunlar hep borç. Şöyle demek gerekir: “Bazılarının sandığı gibi ekonomimiz Halil İbrahim bereketi yaşamıyor.”
SEN GİT DERDİNİ BLOOMBERG'TE ANLAT!
Ekonomiye uluslararası güven ne durumda?
Durun şurada tablom var. Bu da dünyanın “en sefil ekonomisi listesi.” Bizi en kötü 7’nci ekonomisi gösteriyor. Bu tabloyu Bloomberg yapmış. Tüm dünya buna bakar. Bunlar çok ciddi. Bunu muhalefet söylese dersin ki “Muhalefet işte”. Ey falan diyorlar ya. Sözün özü şu: “Git kardeşim derdini git Bloomberg’e anlat.” (Bloomberg, dünyada yatırımcıların en çok takip ettiği uluslararası ekonomi yayın kuruluşu).
Tam bir kitap kurdu
İlhan Kesici beni binlerce kitabın olduğu kitaplığınnda gezdirdi. Masalar, sehpalar İlhan Kesici’nin okuduğu kitaplarla dolu. Kitap sayfaları didik didik edilmiş notlar ve altı çizilmiş satırlarla dolu. Güncel kitapları hemen okuyor. “En son okuduğunuz kitap nedir?” diye sorduğumda sehpadaki iki kitabı çıkardı ve sabırsızca şöyle dedi: “Sen gelmeden Taha Akyol’un ‘Türkler ve Ermeniler’ini bitirdim, söyleşiden sonra Ertuğrul Özkök’ün ‘Tuhaf Bir Çocuğun Fevkalade Anıları’ romanına başlayacağım.”
İlhan Kesici kimdir?
1948 Sivas Zara doğumlu. Lise eğitimini Sivas’ta tamamladıktan sonra ODTÜ İktisat’tan mezun oldu. Uluslararası kurumlarda çalıştıktan sonra Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yaptı. 1999’da ANAP, 2007’de CHP’den milletvekili seçildi.
DEYİŞLERLE EKONOMİ- POLİTİK
İlhan Kesici’nin siyasi olguları halk deyişi ve özdeyişlerle yorumladığı bazı örnekler:
1. Ekonominin acıklı durumu için: Hesaba bakhiram Hacc lazım olmuş / Cüzdana bakhiram zekata muhtaç. (Erzurum şivesi).
2. Ekonomi, demokrasi, İç Güvenlik Yasası ve otoriterleşme için: Tek başıma olsam Şah’a, Sultan’a kul olmam / Viran olası hanede evlad-ı ıyal var / (Neyleyeyim ki evde geçindirmekle yükümlü olduğum aile var. Yoksa ben yapacağımı bilirdim). Vallahi Bey’im boynuna, bu işte vebal var. (Aşık Dertli Divanı)
3. İktidara dalkavukluk edenler için: Meşhurdur ki fisk ile olmaz cihan harap / (Dünya zulümle, günahkarlıklarla filan harap olmaz.) Eyler ânı müdahene-i âliman harap / (Dünyayı zulümedenden daha beter eden, alimlerin ve önde gelen şahsiyetlerin hükümetlere dalkavukluklarıdır).,
Tanzimat Sadrazamı İzzet Molla’nın sözü. 4. İktidarın mağduru oynaması için: Kurt ile yer, çoban ile ağlar. (Anadolu deyimi)