18 Ocak 2019 Cuma

CUMHURİYETÇİ DEMOKRAT TÜRKİYE DERGİSİ ÇIKIYOR "Mehmet Arif DEMİRER" 19 Mayıs 1919 güneşinin 100 üncü yıl dönümünün başında Cumhuriyetçi Demokrat Hareketinin yeni Dergisi,Cumhuriyetçi Demokrat TÜRKİYE, 1954 ve hatta 1979 ile kıyaslanmayacak ölçüde daha ağır ve karmaşık sorunları bulunan bir Türkiye’ye bir Umut Güneşi olmak hedefi ile doğuyor.

GÖZÜN AYDIN TÜRKİYE'M
"CUMHURİYETÇİ DEMOKRAT TÜRKİYE" 
DERGİSİ ÇIKIYOR

100 yıl önce Mustafa Kemal Paşa’nın (ATATÜRK'ün) bulduğu gücü sen de bul ve kurtul!..
Mehmet Arif DEMİRER
Yeni bir dergi şevkle, heyecanla ve geleceğe dönük umutlarla yüklü olarak hazırlanır: Kendini (yazarlar kurulunu) tanıtır, okuyucusuna ne tür mesajlar vereceğini planlar ve ilk sayı çıkana kadar ilk sayıya girecek yazılar birkaç kez gözden geçirilir, başlıklar değiştirilir, ülkenin içinde bulunduğu olaylar dikkatle izlenir, son gelişmelere göre derginin kapağı bile son anda değiştirilebilir.Ben, üç derginin ilk ikisinin (FORUM ve AKİS) ilk sayılarını merakla bekledim ve dikkatle okudum. FORUM, 1 Nisan, AKİS ise 15 Mayıs 1954 tarihinde çıkmıştı. Arada 2 Mayıs seçimleri yapılmış ve Demokrat Parti, cumhuriyet tarihinin en yüksek oyunu (% 58+) almıştı.
FORUM ağırbaşlı bir kapak ile tanıtmıştı yazarlarını:
Türkiye’nin TIME Dergisi hedefi ile AKİS ise ilk sayılarında DP’ye daha yakındı sanki?
İlk sayı (Cumhurbaşkanı) İkinci sayı (Başbakan) Beşinci sayı (Muammer Karaca)
AKİS, Muammer Karaca’yı ‘Rekor Kıran Aktör’ diye tanıtmıştı. Etnan Bey Duymasın’ı herkes (Menderes de) hoşgörü ile izlemişti.Savcılara fazla mesai yaptırılmamıştı.İlk sayısından (15 Eylül 1979) itibaren içinde bulunduğum Yeni Forum ise Türkiye’nin; sağ-sol sokak kavgalarının yaşandığı, her gün 5 – 10 gencin hayatını yitirdiği, kaotik bir döneminde çıkarken komşum ve dava arkadaşım Aydın Yalçın’ın Niçin Çıkıyoruz? başlıklı ilk başyazısında altını kalın çizdiği şu sözcüklerle önemli bir durum tespiti yapmıştı:
“… vatandaş olarak, meslek sahibi kimseler olarak bunalım içindeyiz. Bazı şeyleri yüksek sesle söylemek, haykırmak istiyoruz. Üzüntülüyüz, tedirginiz ve endişe içindeyiz. Her an tehdit altında olduğumuzu bilmemize rağmen kendi canımız ve şahıslarımız için korkmuyoruz. Fakat memleketin geleceğinden, Türkiyemizdeki hürriyet rejiminin akıbetinden ve nihayet yeni yetişen kuşakların ruh sağlığından ciddi kaygı duyuyoruz…”
İlk Forum’un çıktığı 1954 yılı ile 1979’u kıyaslayan Aydın Bey şöyle devam etmiş:
“Bugün yurdun çok daha ağır, çok daha karmaşık sorunlarla karşı karşıya bulunduğu bir dönemde, ilk Forum’u kuranlardan bir kısmımız, yeni ve taze güçlerin de desteğiyle, yeni baştan benzer bir girişimde bulunuyoruz. Yazılarımızı belirli bir fikri düzeyde tutarak, dengeli ve ölçülü olma ilkelerimizden fedakarlıkta bulunmadan, kamuoyuna yeniden sesleniyoruz.”
Bizler Yeni Forum’dan seslenmeye devam ettik, 14 Ekim 1979 ara ve senato üçte bir yenileme seçimlerinde hezimete uğrayan Ecevit istifa etti, Demirel, Erbakan’ın kerhen desteklediği ama içinde yer almadığı bir azınlık hükümeti kurdu. Sokak olayları durmadı, 1980 yazında TBMM bir cumhurbaşkanı seçemedi ve 12 Eylül Darbesi balyoz gibi geldi ve Merkez Sağ’ı karpuz keser gibi ikiye böldü: ANAVATAN ve Doğru Yol Partileri doğdu.
19 Mayıs 1919 güneşinin 100 üncü yıl dönümünün başında Cumhuriyetçi Demokrat Hareketi’nin yeni Dergisi,Cumhuriyetçi Demokrat TÜRKİYE, 1954 ve hatta 1979 ile kıyaslanmayacak ölçüde daha ağır ve karmaşık sorunları bulunan bir Türkiye’ye bir Umut Güneşi olmak hedefi ile doğuyor.
1954 ve 1979 yıllarında;
1 -İnönü’nün ve Demirel’in başındaki muhalefet partileri bugünküler gibi etkisiz değildi,
2 -Cumhuriyet’in temel ilkeleri ve ATATÜRK ile sorunu olmayanlar bölünmemişlerdi,
3 -Kişi başına dış borç 29 bin 500 lira (beş bin küsur dolar) değildi,
4 -Kadın cinayetleri, çocuk tacizcileri yoktu, hayvanlara işkence yapıldığı duyulmazdı,
5 -Kırmızı Yelekliler (Osmanlı Ocakları) gibi kinci-dinci gruplar yoktu,
6 - Yüzlerce Harp Okulu öğrencisi ceza evinde hükümlü değildi,
7 -Çankaya ve Şişli’de ikamet eden seçmenler gayri milli ilan edilmezlerdi,
8 -Diyanet İşleri Başkanı, 10 Kasım’dan bir gün önce pespaye bir adamı ziyaret etmezdi,
9 -Cumhuriyet ve ATATÜRK düşmanı olan Necip Fazıl’a ödüller düzenlenmezdi,
10-En önemlisi; yargı bugün olduğu gibi siyasallaşmamıştı.
Bu listeyi uzatmak mümkün ama gereksizdir. İçinde yaşadığımız ve eleştirirken tereddüt ettiğimiz koşulları hiçbir zaman değiştiremeyeceğimizi düşünmek; bizlere Merkez Solu temsilen Cumhuriyetçiler ile ATATÜRK ve Cumhuriyet ile en ufak bir sorunu bulunmayan, Merkez Sağı temsilen Demokratları, aramızdaki anlaşmazlıkları buz dolabının derin dondurucu bölümüne koyup unutarak, birleştirmek ve etkili bir muhalefet hareketini başlatmak görevini vermiştir: Madem ki, yukarıdaki listede belirtilenlerden şikayetçisin, onları değiştirmek için gerekeni yap, kaçma...
 Cumhuriyetçi Demokrat Hareketin özeti budur:
100 yıl önce Mustafa Kemal Paşa’nın bulduğu gücü sen de bul ve kurtul !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder