“BU YAZIYI
KENDİNİ SEVENLER OKUSUN”
Mustafa
Mete İSLAMOĞLU YAZIYOR
KAYA TUZ’U
MUCİZESİ
“ GÜNLÜK
KULLANILAN RAFİNE TUZ ve ZARARLARI”
Sofra tuzu
yemeklerimiz için elektrolit sodyum sağlar. Bu mineral vücut içinde hücreler
arası sıvı dengesinin sağlanması, kasların kasılması ve sinir iletilerin
transferi için gereklidir. Tuz aynı zamanda sindirim sisteminde besinlerin
emilimine yardımcı olmaktadır.
Amerikan
Gıda ve İlaç Dairesi günlük en fazla 2300 mg sodyum yani yaklaşık olarak 5500
mg tuz tüketilmesini önermektedir. Tuzun, özellikle de sodyumun yeterli
miktarlarda tüketimi gerekli olmasına rağmen, çok fazla tuz tüketimi durumunda
vücutta ciddi dengesizlikler ve bir çok ciddi hastalığın görülme riski
artmaktadır. Fazla tuz tüketiminin vücutta yol açacağı başlıca zararlarına
dikkat edelim lütfen…:
1. Yüksek
Kan Basıncı (Hipertansiyon)
Kan
basıncı, kanın arterlerin (atardamarlar) duvarlarına kalbinizin her atışında ne
kadar basınç uyguladığını gösteren bir işarettir. Vücuttaki kan hacmi vücut
içindeki devir daim halinde olan kan miktarını ifade eder ve kan basıncını
belirleyen önemli bir faktördür. Böbreklerin idare edebileceğinden daha fazla
miktarda tuz tüketilmesi durumunda fazla tuz suyu tutar ve kan hacmi artar. Bu
da kan basıncının artmasına neden olur. Yüksek kan basıncı ciddi sağlık
problemlerine neden olur ve ciddi bir erken belirti de göstermez. Yani içinde
bulunduğunuz durumun farkında olamıyorsunuz.
2. Kalp
Hastalıkları ve Felç
Çok fazla
tuz tükettiğinizde ve kan basıncınız çok yüksek olduğunda, zamanla ekstra baskı
damarlarınızı daha az elastik hale getiriyor.
Plak adlı yağ tabakalarının veya
çöküntülerinin oluşmasını sağlıyor. Bu da damar sertleşmesine ve tıkanıklığına
neden olmaktaymış. Damar sertleşmesinde damarlar daralarak ve duvarları
kalınlaşarak kalbin daha zor çalışmasına ve sonuçta kalp krizi, kalp yetmezliği
ve felç riskinin artmasına neden olur. Harvard Halk Sağlığı Okulu’na göre fazla
tuz tüketimi felç riskini %23, kalp hastalıklarını ise %14 oranında
artırmaktadır.
3. Vücudun
Su Tutması
Sodyum
doğal olarak suyu çektiği için, fazla tuz tüketimi vücudun sıvıları tutmasına
neden olur. Vücudun suyu tutması rahatsızlık vermekle kalmaz, uzun vadede
sağlığınız için tehlikeli olabilmekte. Belirtileri lütfen bakınız:
Ellerde
ayaklarda ve bileklerde terleme
Eklem
sertliği
Hızlı kilo
alımı
Kiloda ani
dalgalanmalar
Karın
bölgesinin genişlemesi
Vücudun
kronik olarak su tutması kalp yetmezliğine, böbrek hastalıklarına, akciğer
hastalığına ve eklem yangısına sebep oluyor.
4.
Dehidrasyon (Sıvı Kaybı)
Bol su
tükettiyseniz fazla sodyum alsanız bile su tutulması görülebilir, fakat yeterli
su almadığınızda ya da vücutta bir rahatsızlığınız varsa veya ilaç
kullanıyorsunuz idrarınıza çok fazla su geçebilir bu da dehidrasyona (su kaybı)
neden olabilir. Bu durumda vücudunuza aldığınız fazla sodyum hala
dengeleyebilmek için suya ihtiyaç duyar fakat yemeğinizde yeterli su yoksa
vücudunuz bu su ihtiyacını hücrelerden çekerek karşılamaya çalışır. Bunun
sonucu da aşırı susama, bulantı, halsizlik, mide krampları, kusma ve ishal
vakaları görülebiliyormuş.
5.
Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Sodyum
vücudun kalsiyum emilimini ve kullanımını engeller. Bunun sonucu olarak da
kemik kütlesinin kaybolmasına ve kemiklerdeki gözenek miktarının artmasına
neden olur. Menopozdan sonrası kadınlar, diyabetliler ve kemik erimesi riski
taşıyan yaşlılar tuz tüketimi konusunda oldukça dikkatli olmalıdırlar. Fazla
tuzlu bir beslenme kemiklerde kırılma riskini ciddi oranda artırır ve diğer
iskeletsel deformasyonlara neden olur.
6. Böbrek
Bozuklukları
Vücutta
kullanılmayan fazla sodyum ve kalsiyum idrara karışır. Bu da böbreklerin süzme
yükünü artırır ve kristal oluşma ihtimalini yükseltir. Artan kan basıncı ve kan
hacmi de böbreklere fazlasıyla zarar vermektedir. Ayrıca, fazla sodyum tüketimi
idrara kalsiyum karışımın neden olur ve bu da böbrek taşlarının oluşumuna neden
olur
7.
Sindirim Hastalıkları
Sodyum
vücutta kanın ve diğer sıvıların asit baz dengesini ayarlar. Çok fazla tuz
asitlerin geri akışını tetikleyerek mide ekşimesine neden olur ve uzun vadede
üst sindirim sistemine zarar verir. Çalışmalar fazla tuzlu yemek yeme
alışkanlığının oniki parmak bağırsağı ve mide ülserinin ve kanser riskinin
artmasına neden olur.
8.
Elektrolit ve Hormon Dengesizlikleri
Fazla
sodyum hem elektrolit hem de hormon dengesini bozabilir. Aşırı sodyum alımı
sinir iletilerinin taşınmasını engelleyebilir ve baş dönmesi, kas krampları ve
titreme gibi semptomları açığa çıkarabilir. Ayrıca algılamada bozukluğa, kafa
karışıklığına ve depresif belirtilere yol açmakta fakat KAYA TUZUNUN İNSAN
ÜZERİNDEKİ ÖNEMLİ ETKİLERİİNE GELİNCE..
İŞTE KAYA
TUZU MUCİZESİ
Sağlığımız
için yemek yaparken neden kaya tuzu tüketmeliyiz?
Tuz(Sodyum
klorür-NaCl) vazgeçilmez bir besin katkı maddesidir. İnsanların kanında ve
hücre özsularında belirli bir konsantrasyonda (derişimde) tuz bulunması hayati
önem taşır. Aralarında yarı geçirgen bir zar bulunan iki sıvı arasında madde
alış-veriş olur. Alış-verişin yönü derişimi çok olan maddenin, derişimi az olan
tarafa geçmesi şeklinde olur. Bu olaya osmoz denir. Osmoz canlıların yaşamı
için olmazsa olmazlardandır.
Örneğin, kan kaybeden bir insana su
vermezler, Damardan Tuzlu su (serum izotonik) verirler, bu serum 1000 gramında
9 gram tuz içeren bir çözeltidir. Kanımızda belirli oranda tuz bulunması
aldığımız besinlerin emilimi ve hücrelere taşınması için gereklidir. Bu nedenle
her gün belirli miktarda tuz kaya tuzu tüketmek zorundayız.
Yemek yaparken kullandığımız kaya tuzunun özellikleri nasıl olmalıdır?
Ünlü ve çok eski bir tuz fabrikasının
yetkilisi ile konuştuğumda aynen şunları diyordu… kaya tuzu ile ilgili yaptığı açıklamada
kesinlikle %100 saf ve doğal kaya tuzundan üretilen ürünlerin tercih edilmesini
belirtirken beslenmemizde kullanacağımız tuzun şu üç özelliği taşıması
gerektiğini de iletti.
Temiz bir
kaynaktan alınmalı
Kaya tuzu,
milyonlarca yıl önce doğanın tertemiz olduğu bir zamanda oluşmuş, üzerinde
birikmiş toprak tabakası altında, hiç kirlenmeden korunmuştur. En temiz tuz
kaynağıdır. Deniz ve göl tuzları gibi ağır metaller ve benzeri maddeler
içermez.
Çok iyi
bir şekilde rafine edilmeli
Safir Tuz
Fabrikası, Türkiye’nin en eski kaya tuzundan rafine tuz üreten fabrikasıdır.
Teknolojisini sürekli yenileyerek üretimini sürdürmektedir. Rafine ettiği tuz
%100 kaya tuzu mineralidir.
Hijyenik
koşullarda ambalajlanmalı
Yine bu
tuzlar el değmeden sağlıklı ambalaj malzemeleri ile ambalajlanmaktadır.
Yaptığımız laboratuvar çalışmalarında, kendi kaya tuzumuzun Himalaya tuzu ile
aynı özellikleri taşıdığı kesinlikle kanıtlamıştır. Denilmekte… eski insanları
bir düşünün, her geçen gün nesiller küçülmekte
ve insan hayat kısalmaktadır. Buna göre beslenmemiz değişti, yaşantımız değişti, hayat tarzımız değişti,
ömürler değişti, iklimler değişti hülasa her şey değişti…
Antalya
bölgesi sorumlusu olan ve Türkiye’ye henüz girmiş bulunan ABD kökenli bir
firmanın ürettiği beyin besini sıfatı verilen bitkisel bir ürünün bölge
temsilcilerinden Sayın Türkan ECE hanımefendi ile geçen bir konuşmamda
içtenlikle anlatıyor. Rafine tuz kullanmayın mümkünse kaya tuzu tüketin hatta
bana bu konuyla ilgili bir yazı hazırlayın insanlar aydınlansın diyordu…
Hastaneler
dolup taşıyor, doktorların hiç boş vakti yok, eczanelerde kuyruklar var.
Randevu almadan Dr. Görüşmek mümkün değil, ilaçlar ateş pahası, sağlığından şikâyetçi
olmayan insan hemen hemen yok…
Şu
insanlığın haline bir bakın.
Allah tüm
insanlığın hakkında hayırlar nasip etsin hiç iyi günlerde değiliz. Nerden eline
alsan elinde kalıyor. Dökülüyoruz.
LÜTFEN
KAYA TUZU KULLANALIM. SAĞLIKLA YAŞAYALIM. “HASTA BİR
MİLLETTEN, SAĞLIKLI BİR TOPLUMA”
Selam ve
dua ile
18-EYLÜL-2014