14 TEMMUZ
1959 "KERKÜK KATLİAMI" VE "TÜRKMENELİ ŞEHİTLERİMİZ" RAHMETLE ANIYOR; LÂNETLİ KATİLLERİ NEFRETLE KINIYORUZ
14 Temmuz
1959 yılında Irak Kerkük Türklerine karşı, Komünistler Kürtlerin eliyle
canavarca, haince, sinsi planla hazırlık görmekle uygulama sonucu seçkin
Milliyetçi, Türkçü,
Liderlerimiz,
Türklük uğrunda kanlarını canlarını adak vermişlerdir.
Komünist,
Kürt Militanları otuzdan fazla Irak Türklerini öldürmekle aydın İnsanlarımızı
kurşuna dizilerek sürgün atmışlardır, dipçikle dövülerek şahit edilerek bir
bölüm Türkleri diri, diri toprağa gömülere, kimide direk, elektrik’e asılarak
Temmuzun sıcak güneşin altında bırakılmıştı, çoğunun gözleri oyularak bedenleri
sokak, sokak sürüklenerek, kamyon, Traktörler üzerlerinden geçmişti.
Kerkük Türklerine
karşı canavarca işlenen bu toplu soykırım katliam düşünce aklımızda en çok içli
derin yer almakla iz bırakmıştı.
Irak’ta
kraliyet rejimine son vermekle devrildikten sonra bir cumhuriyet rejim
kurulmuştu Irak Türkleri bu yeni devrimden cumhuriyetten mutlu, hayırlı,
kurtuluş günlerin sevinçli anlarını yaşamakla bir hayal kurmak üzere
özgürlüklerine kavuşmalarının en güzel günlerini yaşamakla sevinçliydiler, Bu
sevinç mutluluk çok sürmeden, kızıl komünistler, Kürtler, Kızıl diktatörlüğün
ALLAH korkusu bilmeyen cellat canavarlara karşı var güçleriyle Kerkük Irak
Türkleri direnerek, özgürlüklerini anadillerini yüce tarihlerini savunarak
ercesine, arsalarcasına durarak bunun karşılığını bu korkunç katliam sonucu
şehitlerin kanı dökülerek bu atılgan kahraman Türk milleti için canlarından vaz
geçerse Kerkük’ün mas mavi göğünde bir Ay yıldız olarak parladılar, Bu
kara şom gün akşamdan başlayarak üç gün, üç gece sürmüştü.
Şehitlerimiz
düşmanlara kızıl, Kürtlere karşı birer Boz kurt, yiğit Mehmetçik, Türk arı
idiler.
Kerkük ve
etrafı yüzde yüz Türk olarak başka yerlerden gelen Kürt, En sonda Saddam rejimi
her türlü yardımıyla Arap devletlerinden gelenlerde Kerkük nüfusuna
girmekle kendilerini Kerküklü Arap, yoksa Kerküklü Kürt saymakla uzun yıllardan
dedelerin, ataların kanları canlarıyla kurulan Kerkük boş sözle boş
kafayla yalan oydurmayla değişilemez gömütler mezarlar birer kanıt diye
görülmektedir, Kerkük Türklerin kendi milletinin idaresinde olduğu
zaman başka her bakımdan ilerlemiş bir yurt idi bu topraklarda Türkmen
milletinin kurmuş oldukları devletlerde göz önün dedi, Kerkük Irak’ta
başka milletlerin Türk düşmanlarının yönetimi altına girdiği andan şimdiye
kadar Kerküklü ve tüm Irak Türkleri her türlü baskı zulüm işkence uzaklaştım,
sürgün mahpushane, idam, katliamlara, uğramaktandılar, buna karşın Irak
Türkleri hiç bir zaman ümitsiz ve anavatan tüm dünya Türklerinin biricik
vatanları olan Türk bağımsız Türkiyesiz olamadılar ve Türkiye’den ümitlerini
kesmediler tüm baskı zulüm içinde de yüce tarihlerini, kültür, benliklerini,
dillerini, gelenek, görenek, edatlarını korudular.
Ve
mücadelelerini Sürdürmüşlerdir, Kerkük katliamını Kürtler, Komünistler
Türklere karşı Birleşerek planlarından Kerkük Türk’ünü, Turancıları yok
etmeyi yıllar boyu çizerek tam zamanı 14 Temmuz 1959 olarak
seçmişlerdir.
Türk’ün en
büyük düşmanı olan Barzani ve yüksek komünist şurası.Irak cumhur başkanı
diktatör Abdülkerim Kasımla temasa geçersek yönerge aldıktan sonra harekete
geçmişlerdir.
Kerkük ikinci
tümen kumandanı olan Nazım Tabakçılını vatana hıyanet suçuyla Mehdavı yargı evi
tarafından idam etmişlerdir, Yerine Barzani’nin dostu aşırı kızıl komünist
Davut El Cenabı, yıllarca Rusya’da kalarak sonradan kurşuna dizilmiştir, ve
Irak yüksek komünist şurası başkanı Türk düşmanı kızıl Kürt Maruf Benzenci
atılmıştı, kendileri gibi kıyıcı komünist Cebbar Piruzhan, Nuri Molla Veli,
Kitapçı Ojen Ermeni komünist birleşerek Kerkük’te olan Emniyet,
yönetmenleri başka yerlere göndermekle, Komünistleri götürmüşlerdir, ve Kerkük şehrinin
her bir yerine Kürtler Komünistler yerleşerek türlü silahlarla [Halk Mukavemet
]
Teşkilatı
üç bin Kerküklü Türk gencini tutuk evine atarak planlarını uygulamaya
başladılar, Irak’ın İhtilalinin yıl dönümünü 14Temmuz 1959 günü
Kömümist, Kürtler,ellerinde iplerle dolaşmakla bir avuç olarak bir Türkmen
gazinosuna saldırıda bulunarak Osman Hıdır Türk’ü şehit etmişlerdi Türkmenler
bu Kürtlere, Komünistlere karşı durmak savaşmaya katılmak isteyerek ikindi
tümen tarafından bir bildiri yayınlanarak dışarı çıkma yasaklanması bildirildi,
Bu yasaklık belli oldu ki yalnız Kerkük Türk’ü için imiş, Türklerde
yasaya sisteme düzene saygı gösteren millet olduğu için buyruğa uyarak her kes
evine yüzleştiler.
Kürt
Komünist subay, askerleri Kerkük’ün her bir yerini ablukaya murakıp
sardıktan sonra tüm Kürt yerlerinden gelen Komünist, Kürtler Türkmen evlerine
saldırdılar doğru Türk olanların adları yanlarında yazılarak askeri Kışlaya
götürerek kurşuna dizdiler önde tanılan Türkçü şehit Ata, İhsan Hayrullah
kardeşler, Kasım, Ali, Neftçi Mehmet, Selahattin avcı kardeşler ,Nihat, Cihat,
Emel Fuat Muhtar üç kardeşlerle çok sayıda Milliyetçi Türkçü gençlerimiz şehit
olmuştu, ondan sonra ALLAHTAN korkmayan canavarlar cesetlerini caddede
sokaklarda sürükleyerek, kimi Türklerinde diri, diri iki ciplere bağlamakla
ters yöne giderek cesetlerini ikiye bölmüşlerdir, sloganlarda atarak yok olsun,
kahrolsun Türkiye, kahrolsun Turancılar, kahır olsun Türkler gericiler, gazino,
dükkanlarda, evlerde o zaman Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye, Enver paşa, Boz
kurtların resimleri çok idi resimleri Parçalamaya başladılar, korkunç katliam
üç gün üç gece sürmekle Kürt köy dağlardan gelerek Askeri araçları Kerkükşehrine
götürmekle tüm dükkan, mağazalara saldırarak her ne var yağmalayarak her şeyi
unuturlar ,yağmalara dalmasaydılar Türklerin Şehit sayısı dehada çok artardı,
Bu acı kötü korkunç durumu görenlerin çoğu çıldırdı, çok gebe kadınlar
çocukların düşürdü 30dan fazla suçsuz günahsız kıyıcı Kürt komünistler
tarafından oldurulmakla bir çok Türkler yaralanmıştı, aile çocuklarının gözü
önünde kurşunlanarak şirin canlarını varmışlardır bunun yanında iki kardeşle 12
yaşında EMEL MUHTARIDA canavarcasına göz yaşlarına acımadan şehit etmişlerdi,
Emel öğrenci bir genç kız olarak Azize, Semire adında iki kız kardeşi vardı
Nihat, Cihat, Kubat, adında üç ağabeyi babası Fuat mahalle muhtarı idi hep bir
evde yaşıyordular 15 Temmuz kapı çalındı silahlı Kürt Komünistler
Nihat’la, Cihat ve Kubatı vura vura tutuklayarak sürüklediler, Babanın beyaz
sakalına acımadan çaresiz zavallı annenin acı çilesi göz yaşları taştan olan
yüreksizleri bile ağlatıyordu ama ağlamak göz yaşı dökmek yaka yırtmak bu
canilere cellatlara insan olmayanlara ALLAH, PEYĞAMBER tanımayanlara ne
yapacak, baba önüne atıldı beni öldürün onların yerine beni, anne yok beni
götürün öldürün onlara kıymayın çocuktular, anne, baba yalvarıyorlar o eli
kanlılar zalimler ne anlarlar çocuk anne, babalık hakkı ciğeri ne bilirler
adamı, ve kadını o kadar öldürmeden döverek hemen canılar katiller Nihat’ı kurşuna
dizerek şehit ettiler ağabeycisine koşan 12 yaşında Emelde hainler tarafından
kurşunlanarak kardeşinin yanına düşerek şirin canını verdi, ardından gaddarlar
kıyıcı cellatlar kurşunu Cihat’ta doğru vurarak Emel ve iki kardeşleri katiller
dışarıya sürükleyerek araba arkasına iple bağladıktan sonra kimsesiz Kerkük caddelerinde
bu suçsuzları sürüklediler. Gözleri kanla dolan katiller Türk düşmanları nerde
Türkmen evi olarak bırakmadılar aramaya başladılar hayatını Irak ordusu
toprağına taşına canını adayan ve savunan yiğit kahraman bir liderimiz sayılan
ATA HAYRULLH 14 Temmuz katliamın ilk gecesinde evde çocuklarıyla
konuşmakla onlara Türklükten tarihten söz açarak aynı an tüm aile çocuklarına
TÜRK milli kıyafetlerini girmelerini istemişti kendiside onlarla, Hain
Komünistler uşakları kapısını çalarak seni komandan kışlada istiyor diye onu
Türklerin olduğu ölüm kan meydanına götürdüler.
Kıyıcı
canavarlar ona en iğrenç işkence acıyı gösterdiler, ve onu kışlanın önünde
bulunan bir ağaca bağladıktan sonra Kürtca diri, diri etlerini keserek
TURANÇILARIN,TÜRKÇÜLERİN, LİDERİ, ATA HAYRULLANIN ETİNİN KİLOSU 10 FİLİS ALAN
VARMI..[FILIS\ KURUŞ DİMEK].
ve
etlerini etrafta olan hayvan önüne atmaya başladılar.
Katiller
bu defa aynı durumu kardeşi yarbay doktur İHSAN HAYRULLADA bu biçimde şehit
oldu kardeşini önünde işkence yaparak yüreği insan sevgisine dolu kendisine
zulüm işkence eden bu cellatları defalarca bedava olarak ilaç ederek evinde
yaşatmıştı .
Yemek, su
vermişti. kimsesiz olan Türkmenlerin yalnız dillerinde ALLAH, PEYGAMBER
bağırmakla çağırmaktaydılar buna karşın Kafir Komünistler Kürtler öyle
söylemekteydiler [ALLAH YOK, İZİNE GETMİŞ] [PEYĞAMBER SİHİRBAZ. BÜYÜCÜYDÜ ]
Sizi kimse kurtaramaz bakalım Sevdiğiniz Türkiye gelsin Mustafa Kemal Ata
Türk’te öldü kim kurtaracak Kürtlerden Başka Kerkük’te bir kimse
yaşayamaz, Çıkın buradan burası Kürdün hep öyle söylemekle türlü işkence zulüm
baskıları artmaktaydı .
Kerkük katliamı
soydaşlarımızın şehit edilmesi toplu yok etme planı komünist militanları
organize etmekle bir çok etnik gruplar işbirliğiyle gerçekleşmişti ve Irak
hükümeti yardımıyla yapılmıştı. ikinci ordu komutanlığı birliklerinde
katılmıştı.
Ve Kerkük katliamına
önde gelen Türkmen düşmanlarından Kürt liderlerinden Celal Talabani’nin elinde
silah olarak Kerkükcadde, sokaklarında Türkmen’e ateş açarak sürekli ordu
karargahında bulunmaktaydı, Ayrıca Komünist Kürt çıldırmış ırkçı Nuri
Talabani’de büyük rol oynamıştı, Celal ile Mustafa Barzani önde gelen
sorumlular arasındadır.
Yıllar
soran Arap Kürt düşmanlığı çatışması Irak Türklerine karşı birden unutularak
dost kardeş olarak birbirlerine sarmaşarak Türkleri yok etmeye çalıştılar
Mustafa Barzani ileri gelen Kürtlerin evinde toplantı yaparak Türklere karşı
plan çizmekteydi.
Bilgi
yönerge veriyordu ertesi gün Barzani Bağda’da büyük kalabalıkla uğurluyorlar ve
Bağdat’ta planlarını yeniliyor, Alamanlarıda olaylar çıkıyor büyük kavgalar
olarak Türklerin dükkan, mağazaları yağma paramparça olarak Türkçe yazılan
tabelalar indiriliyor Turancılara ölüm.Kerkük Kürtlerindir, Türk yok boş
sözleri bağırarak sokaklarda koşuyorlar.
Düşmanların
amaçları Bu katliamdan Kerkük’ün en aydın yetişmiş atılgan kahraman
liderlerini yok etme onları sahabesiz başsız bırakma Türkleri zulüm işkence
baskıyla korkutma topraklarından kaçırmak yerlerini almak Türklerin sahip
oldukları varlı zengin petrol bölgesinden uzaklaştırmak kendi ellerine geçirmek
Türkmen ocaklarını söndürmek istiyordular çünkü Irak Türkleri her bir bakımdan
başkalarından dehada iyi şerefli türeli, erdemli,efendi, tarihi yüce eski bir
millet büyük uzun yıllar hüküm eden devletler kuran yiğit kahramanlıkla tanılan
doğru Müslüman ULUTANRIYA inanan bir millet olduğundan dolayı kendileri boş
hayala yaşamakla devlet kurma ve Kerkük benim olacak diye kendilerini
aldatmakla eziklik psikolojik hastalığına düşerek kompleks Türk düşmanlığını
yaşamaktandılar.
Bu
planlara karşı Türkmen milleti bu gün dehada uyanıklıda düşmanını tanımakla Bağdat
yönetimi iyice bilmelidir Türkmen milletinin birlik beraberliğini boza
bilmiyacak bu toplumu bu kültürlü eski tarihli efendi milleti ortadan kaldıra
bilemezler doğru babalı anneli temiz şerefli ahlaklı Türkmenlerde senlik,
benlik, Sünni, Şiiler, köylü, şehirli, Kerküklü, Erbil’li, Telafer,Tuzlu ,
yoktu olmayacakta tüm düşmana karşı bir olmalı sımsıkı sarılmalı Türkmen’in göz
ışığı gönlü olan ANAYURDUMUZKERKÜK’Ü.bağrımıza kucağımıza sarmalı o bizim
ümidimiz baş
GÖLGEMİZ
BAŞ ŞEHRİMİZ GÖZ YAŞIMIZ SEVİNCİMİZ TEK VARLIĞIMIZDIR.
Düşmanlar yurdumuzu atadan kalma kutsal topraklarımızı kendi malı saymakla milletimizi sildirmekle ve birbirlerinden ayılmakla, Milli Türklük ruhunu yok etmeye yönelmişlerdir ve çok insanlarımızı aydınlarımızı nedensiz yere yalnız Türk olduklarından dolayı idam ederek uzun yıllar mahpushaneye atmışlardır bunun yanında sürekli tutuklamalarla, işkence, sürgün malları üstüne el koyma ve başka terör Saddam Barzaniler, Talabaniler soydaşlarımıza çok ziyan vermişler.
Düşmanlar yurdumuzu atadan kalma kutsal topraklarımızı kendi malı saymakla milletimizi sildirmekle ve birbirlerinden ayılmakla, Milli Türklük ruhunu yok etmeye yönelmişlerdir ve çok insanlarımızı aydınlarımızı nedensiz yere yalnız Türk olduklarından dolayı idam ederek uzun yıllar mahpushaneye atmışlardır bunun yanında sürekli tutuklamalarla, işkence, sürgün malları üstüne el koyma ve başka terör Saddam Barzaniler, Talabaniler soydaşlarımıza çok ziyan vermişler.
Ve
vermektedirler.
14 Temmuz 1959 tarihinde çok önemli yeri olan şehit Albay Abdullah Abdurrahman 1913 Yılında Kerkük’te dünyaya gelmişti, Bağdat Harbi okulundan mezun olarak 1941 yılında İngilizlere karşı milli hareket’te yer alarak, 1948 yılında General Mustafa Regaip ,Ve Ömer Aliyle birlikte başarılı olarak FİLİSTİNİ kurtarma harekatına katılarak yanlarında savaşa katılmıştı, 1958 ihtilalinden sonra, Kerkük’te ikinci tümen komutan yardımcısı olmuştu, içli dürüst temiz Milliyetçi, mert, atılgan, yiğit, Türk sever yardıma koşan bir Türkçüydü, 1959 yılında Kerkük Katliamından ALLAHIN yardımı mucizeyle kurtularak Türkmen Taze hurma tu yoluyla Bağda’da general Abdul Kerim Kasıma gizli olarak ulaştıktan sonra Kerkük’teki katliamdan haber vererek kan kardeşlerini Türkmen Milletini büyük felaketten çabasıyla kurtarmıştır, Kerkük’te katliamı yapan Kürt komünistlerse Abdul Kerim Kasıma TÜRKLER KERKÜK KALESINDA ayaklanmışsaladır ABULLA ABDURRAHMAN başkanlığında ve Silaha sarılmışlardır, Bu yalanı uydurmakla, Abdul Kerimin yanında olan şehidimiz düşmanın sözünü yalanlamakla , Abdul Kerim bildiri vererek katliam durdurulmuştu ikinci ordu komutanı ve Kürt Komünistlerle birliklerine gelince Kerkük Kalasına ateş açarak, toplar atarak çok sayıda Türkleri şehit ve yaralamışlardır.
14 Temmuz 1959 tarihinde çok önemli yeri olan şehit Albay Abdullah Abdurrahman 1913 Yılında Kerkük’te dünyaya gelmişti, Bağdat Harbi okulundan mezun olarak 1941 yılında İngilizlere karşı milli hareket’te yer alarak, 1948 yılında General Mustafa Regaip ,Ve Ömer Aliyle birlikte başarılı olarak FİLİSTİNİ kurtarma harekatına katılarak yanlarında savaşa katılmıştı, 1958 ihtilalinden sonra, Kerkük’te ikinci tümen komutan yardımcısı olmuştu, içli dürüst temiz Milliyetçi, mert, atılgan, yiğit, Türk sever yardıma koşan bir Türkçüydü, 1959 yılında Kerkük Katliamından ALLAHIN yardımı mucizeyle kurtularak Türkmen Taze hurma tu yoluyla Bağda’da general Abdul Kerim Kasıma gizli olarak ulaştıktan sonra Kerkük’teki katliamdan haber vererek kan kardeşlerini Türkmen Milletini büyük felaketten çabasıyla kurtarmıştır, Kerkük’te katliamı yapan Kürt komünistlerse Abdul Kerim Kasıma TÜRKLER KERKÜK KALESINDA ayaklanmışsaladır ABULLA ABDURRAHMAN başkanlığında ve Silaha sarılmışlardır, Bu yalanı uydurmakla, Abdul Kerimin yanında olan şehidimiz düşmanın sözünü yalanlamakla , Abdul Kerim bildiri vererek katliam durdurulmuştu ikinci ordu komutanı ve Kürt Komünistlerle birliklerine gelince Kerkük Kalasına ateş açarak, toplar atarak çok sayıda Türkleri şehit ve yaralamışlardır.
Büyük
Türkçü şehit Albay1964- 1973 ve 1974- 1976 yıllarında Türkmen Kardeşlik
ocağının başkanlığını milli Türklük duygusuyla başararak ocağa bağlı bir
öğrenci yurdu yoksun ve Arap Baas partisine katılmayan Türk öğrencileri için 35
kişiyi yerleştiren bir öğrenci yurdu doktor şehit
Rıza
Demirci açarak Türkçe, Kardeşlik dergisini sürekli olarak yayınlamıştı, Ve Irak
Türklerinin durum meselesiyle yakından ilgilenerek milleti için çalışmıştı, tüm
Türkmen köy kasaba, şehirler, bölgelerini gezerek ocağın milletin ilkelerini,
tarih, kültürünü, dilini yaymaya çalışmakla çaba sarf etmişti.
Kaç defa
Saddam rejimi Türkmen kardeşlik ocağı için seçimler yaparak kendi Arap Baas
partisinden adamlarını seçime göndermekle zorlayarak ama millet tüm korku
işkence tutuklamaya karşı kendi albayı Abdullah Abdurrahmanı seçmişti en son
Irak terör hükümeti bir bildiriyle kendi elemanlarını Saddamçıları iş Başına
atarak 1976 yılında Saddam Baas rejimi Türkleri yok etmek için kıyıcı
politikasına, dayanarak şehit Albayı Ocağın başından uzaklaştırmakla 1979
yılında mart ayında arkadaşları Milliyetçi ,Ülkücü, Türkçü şehitlerimiz NECDET
KOÇAK, ADİL ŞERİF, Ve şimdiye kadar Yeri belli olmayan bilim adamımız RIZA
DEMİRCİ ile birlikte tutuklanarak 67 yaşında 16 Ocak 1980 tarihinde
Türklük,Türkiye’den dolayı türlü işkenceyle gözlerini oymakla idam olarak
şehitler kervanına katılmıştır.
Kerkük etrafını
türlü araçlarla Silahlarla abluka eden düşman, öteki Türkmen şehir, ilçe, köy
kasaba, bucaklarla ilişkisini keserek Türkmen milleti KERKÜK Türklerinin
çile işkence, yardımına ulaşmasın diye buna rağmen yiğit atılgan Türkmen sever
kardeşler, Tuzhurmatu, Tazehurmatu,Altunköprü, Telafer’den çok yerlerden
kardeşler hazırlık görmekle Kerkük sınırına dayanmışlardır.
Buda belli
ki Türkmen milleti her bir zaman her bir alanda ayrımsız düşmanlar karşı
korkmadan savaşacaklar Silah, Kelam, Kültür, Efendilik ,Töre, şerefle,
Bilgiyle, İslam Diniyle Kan, Can, Gönül, Duygu, İlke, Birliğiyle duracaklar.
Adı geçen
Türklük, Kerkük hak yolunda şehit olan kan kardeşlerimizi anarken ULU
TANRIDAN, Bol, bol rahmet diler yerleri Cennet olsun.
Kalan
yakınlarına ve tüm Türk dünyasına bağımsızlık, özgürlük, sağlık ,mutluluk
diler.
Her bir
çağda şehitlerimizin yakmış olduğu Meşale çırağı elden ele iç Türklük,
Turancılık umuduyla taşarak milli davayı el gönül fikir ülkücülük ilke,
prensibiyle yürütmeliyiz, yıllar boyu Irak Türklerinin vermiş olduğu tarihi
mücadelenin çok büyük yeri vardırKerkük Türklüğün önde gelen en büyük
Türkçü, Milliyetçi kahramanları idam edilmekle TÜRKMEN Milletini çile, acı,
matem kara bir günlere boğarak yaşatmıştır milli Türklük davası uğrunda
Mücadele vermekle şehit kan kardeşlerimizin kanları ile Duygularıyla tüm
ümitlerimiz gerçekleşecektir Kerkük, Türklük, toprak, bayrak, ilke yolunda
milli mücadeleyle can, kan veren dava ülküdeşlerimiz her an coşku özverilikle
anılarak büyük şehitlerimizi kahraman Liderlerimizi yeni kuşaklara tanıtıp
anlatmalıyız ve davamıza can gönülle bağlanmalıyız ., hiç bir Zaman onları
unutmadan yollarında Yürümeye devam edeceğiz..
TÜM
ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN...
TÜRK KERKÜK ŞEHRİNDE
KOMÜNİST KÜRTLER TARAFINDAN HER TÜRLÜ İŞKENCEYLE TÜRKLÜK, TURANCILIK UGRUNDA
ŞEHİT EDİLEN KAN KARDEŞLERİMİZİN ADLARI.
1- Ata
Hayrullah- albay
2-İhsan
Hayrullah- yarbay doktur
3-Selahattin
Avcı - iş adamı
4-Mehmet
Avcı .... Memur
5-Nihat
Fuat Muhtar. öğretmen
6-Cihat
Fuat Muhtar.. öğrenci
7-Emel
Fuat Muhtar .. öğrenci 12 yaşında
8-Kasım
Neftçi .. Arazi Sahibi
9-Ali
Neftçi .. Serbest Meslek
10- Osman
Hıdır .. Kahve Sahibi
11-Cahit
Fahrettin ..Öğrenci
12- Zuhur
İzzet Casım Çaycı..Kahve Sahibi
13-Şakır
Zeynel .. Kahve Sahibi
14-Gani
Nakip ..Memur
15- Kemal
Abdulsamat ..Mühendis
16-Fatih
Yunus Ali..Teknisyen
17-Cuma
Kamber ..Teknisyen
18-Enver
Abbas ..Öğrenci
19-Kazım
Abbas Bektaş ..Öğrenci
20- Hacı
Necmettin Abdullah .Serbest Meslek
21-Hasib
Ali ..İşçi
22-Nurettin
Aziz .. İşçi
23-
İbrahim Ramazan ...Tamirci
24-Abdulhalik
İsmail ...Öğrenci
25-
Abdullah Ali Bayatlı..Teknisyen
26-Selahattin
Kayacı..İşçi
27- Abbas
Kadir ...Öğrenci
28-Selahattin
Köprülü ...Polis
29-İbrahim
Hemze ...Kasap
Kamalın
Annesi olarak tanılan yaşlı bir ev hanımı
30- Adil
Abdülhamit .. Öğretmen
31-Abdullah
Ahmet...İşçi
32-Habib
Ali ..
33-
Abdugani Seyit Mehmet..
34- Sadık
Kaleli...
35-Halil
Şakır ...Serbest İş
36-Salah
Terzi ..Serbest İş.
SADUN
KÖPRÜLÜ
Her türlü
mahrumiyet içinde varlıklarını günümüze kadar sürdüren Türkmenler, çeşitli
yönetimler tarafından zaman zaman soykırımlarına maruz kalmışlardır. 1924,
1939, 1946, 1959, 1980 ve 1991 yıllarında Türkmenler unutulması mümkün olmayan
acılı günler yaşamışlardır. Bunların arasında 14 Temmuz 1959
tarihinde Kerkük’te meydana gelen soykırım, Türkmenlerin yaşadığı en büyük
facialardan biridir.
Tarihe
‘Kerkük Katliamı’ olarak geçen bu soykırımda, insanlık dışı vahşetler
yaşanmıştır. Irak’ta cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümünde kutlama
şenliklerine katılmak gayesiyle çoluk–çocuk, genç–ihtiyar, kadın–erkek bütün
Türkmen halkı, millî giysileri ile sokağa çıkmışlardı. Ancak törenin başlaması
ile birlikte, gözü dönmüş câniler, silahsız olan Türkmenlere saldırıya
geçmişlerdi. Silahların patlaması ile birlikte, sinsice hazırlanmış korkunç bir
soykırım planını sahneye koymuşlardı.
Bin yıldan
beri Irak’ta varlık gösteren Türkmenler, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra
Türkiye’den koparılmışlar ve İngiliz mandası olarak ihdas edilen Irak
Devleti’nin vatandaşları olmuşlardır. Irak’ın kuzeybatısından güneydoğusuna,
Bağdat yakınlarına kadar uzanan geniş bir coğrafi sahada yaşayan Türkmenlerin
en önemli yerleşim merkezleri, Musul’un batısındaki Telafer ilçesi ve
çevresindeki Türkmen köyleri, Musul ve çevresindeki Türkmen köyleri, Erbil,
Altunköprü, Türkmenlerin en büyük kültür merkezi ve kalbi olan Kerkük,
Tazehurmatı, Tavuk, Tuzhurmatı, Bayat köyleri, Kifri, Hanekîn, Karatepe ve
Mendeli’dir.
Nüfus
oranları ile Irak’ın üçüncü unsuru olan Türkmen toplumu, özellikle dikta
yönetiminin acımasız uygulamaları karşısında yıllarca dayanmaya çalışmışlardır.
Türkmenlerin evleri, tarım arazileri ellerinden alınmış, ticarî faaliyetleri
kısıtlanmıştır. Yüzlerce Türkmen memuru görevden atılmış, yüzlercesi sürgün
edilerek Türkmen bölgelerinin dışına gönderilmiştir.
Soykırım
planına göre, önceleri sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Her zaman yasalara
saygılı olan Türkmenler de bu çağrıya uyarak evlerine çekilmişlerdir. Ardından
Türkmen ileri gelenleri, birer ikişer evlerinden alınarak, o zaman II. Ordu
Tümeni’nin karargâhı olan Kerkük kışlasına götürülmüşlerdi. Burada
kurulan sözde halk mahkemelerinde, alay ve hakaretlere maruz kalan Türkmenlerin
değerli şahsiyetleri, 5–10 dakikalık süre zarfında yargılanmışlar ve kurşuna
dizilmişlerdir. Bu da yetmemiş, Türkmen şehitlerinin cesetleri, ip veya sicim
aracılığı ile motorlu araçlara bağlanmış, cadde ve sokaklarda dolaştırılarak
sürüklenmişlerdir. Üç gün üç gece süren bu can pazarında kimi Türkmen şehidinin
cesedi üç gün süreyle kızgın güneşin altında elektrik direklerinde asılı
durmuştur. Kiminin gözleri oyulmuş; kimileri diri diri toprağa gömülmüştür.
Şehit
edilenler
Bu
soykırımda şehit edilenler arasında Irak ordusunda yıllarca değerli hizmetler
ifâ eden ve aynı zamanda Türkmen toplumunun değerli bir lideri olan emekli Albay
Ata Hayrullah ile kardeşi Tabip Yarbay İhsan Hayrullah, değerli Türkmen
şahsiyetleri Kasım Neftçi, Selahattin ve Mehmet Avcı kardeşler, Cahit
Fahrettin, Abdullah Bayatlı, Kemal Abdulsamet, Seyit Gani Nakip, Abdulhalik
İsmail, Şakir Zeynel, Hasip Ali, Cuma Kamber, Kâzım Bektaş ve daha niceleri
şehit düşmüşlerdir. Yine bu soykırımda Muhtar Fuat’ın iki oğlu ve bir kızı da,
feci biçimde can vermişlerdir. Nihat 30, Cihat 25 ve kız kardeşleri Emel Muhtar
Fuat ise henüz 12 yaşlarında masum bir çocuk olmasına rağmen, bu vahşi
soykırımda feci biçimde can vermişlerdir. Bir aile için büyük bir yıkım ve acı
dolu hatıra bırakan bu vahşet sahneleri, Kerkük’ün tarihinde kolay
kolay silinemeyecek izler bırakmıştır.
Bu
soykırımda yüzlerce Türkmen de çeşitli biçimde yaralanmıştır. Kerkük’e sokulan
kamyonlar dolusu militan ve yağmacı, kentin alışveriş merkezlerini, çarşı ve
pazarlarını yağmalamışlardır. Böylece üç gün süren sokağa çıkma yasağı boyunca,
Türkmenlere ait yüzlerce işyeri ve mağaza talan edilmiş, kamyonlara doldurulan
beyaz eşyalar, mobilyalar Irak’ın kuzey kentlerine götürülmüştür.
Kerkük Katliamı’nın
üzerinden 47 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu vahşetin izleri silinmemiş, tersine
her geçen gün daha bir anlam ve derinlik kazanmıştır. Günümüzün Irak’ında
Türkmenler, artık bu oyunlara gelmeyecek kadar bilinçlenmişlerdir. Ne var ki 38
yıldır Türkmenlere uygulanan baskılar, bu topluluğu maddî ve manevî birçok
imkândan yoksun bırakmıştır. Türkçe yayın ve eğitim gibi kültürel, siyasî ve
idarî hakları ellerinden alınan Türkmenler, ekonomik açıdan da
çökertilmişlerdir. Her türlü destekten mahrum bırakılan Türkmen toplumu, büyük
bir yalnızlığa itilmiştir.
Türkmenlerin
mücadelesi devam edecek
Dikta
rejiminin sona erdiği Irak’ta Türkmenler, günümüzde yeni bir mücadele dönemine
girmişlerdir. Bugüne kadar yapılan haksızlıklara, uygulanan insanlık dışı
baskılara tekrar meydan verilmemesi için Türkmenler de artık daha güçlü biçimde
mücadele edeceklerdir. Tek istekleri, kendi topraklarında insanca yaşamak olan
Türkmenler, Irak’ın yeniden yapılanma sürecinde önemli rol oynamak
istemektedirler. Tek devlet, tek bayrak ve tek ordu isteyen Türkmenler, Irak’ın
yeni anayasasında üçüncü aslî unsur olarak tescil ve parlamentoda gerçek nüfus
oranlarına uygun sayıda temsil edilmek, Türkmenlerin çoğunlukta oldukları
yerleşim birimlerinde Türkmen yöneticilere görev verilmesini istemek,
Türkmenlerden alınan tarım arazilerinin, evlerin hukuk yolu ile iadesini
gerçekleştirmek, suçsuz yere idam edilenlerin itibarlarını ve mal varlıklarının
iadesini istemek yolunda mücadeleye devam edeceklerdir.
16 Ocak
1980 Yılını aslan unutmadık unutmayacağız
Kaynak: http://www.kerkukfeneri.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder