Çağrı:
Tüm Dünya Türkleri, Dernek, Kuruluş ve
mensuplarına.
Ermeni Konusunda 2015
Anavatan Savunması için Görüş ve Eylem Takvimi Önerisi:
Bilindiği
gibi 1. Dünya Savaşı sırasında gelişen ve 1915 yılında kendi vatanına ve
milletine karşı düşman saflarında veya duşmanla işbirliği yaprak her türlü
ihanet içerisinde olan Batı ve Çarlık Rusyası destekli Ermeni Hıncak ve Taşnak
örgütlenmesi ve eylemlerine karşı, bir tür zorunlu savaş önlemi olarak, isyancı
ermeniler ve destekçileride dahil: İç, Doğu, Güney ve bazı Batı ve Karadeniz
Anadolu illerindende dahil olmak üzere zorunlu geçici ikamet amacıyla, Musuldan
ve Lübnana kadar olan Osmanlı toprakları içerisinde kurulan yerleşkelere,
gerekli zarururi önlemlerde elden geldiğince alınarak tehcir edilmişlerdir. Bu
durum içteki düşman ve düşman işbirlikçisi faliyetlere karşı önlem olduğu gibi,
aynı zamanda vatanına karşı yaygın ihanet içersinde olan ermeni etnik gurubuna
mensup ahalininde zarar görmesini engellemiş
ve hayatını kurtarmıştır. Aynı zamanda bu durum Anadoluda İmparatorluğun
çeşitli bölgelerinden zorunlu olarak gelen, savaş ve soykırımdan kaçan Türk ve
diğer müslüman halklar içinde güvenilir bir bölge yaratma olanağını
sağlamıştır. Zaten M.K. Atatürkte bu güvenilir bölgeye sığınmış, Amasya,
Erzurum ve Sivasta kongreler yapmış, Kuvayı Milliye teşkilatları bu bölgelerde
eğitilmiş, Ankarada Meclisi kurarak
Kurtuluş Savaşını bu güvenilir bölgeden başlatmış ve zafere ulaştırmıştır.
Haklı ve uluslararası hukukada uygun olan bu Tehcir kararı Türk Milletinin
kurtuluşunu sağladığı gibi içte barışıda sağlamıştır.
Tehcir
kararı ile Ermeni etnik grubuna mensup olan ahalininde Emperyalist destekli
icraatlarına bir son verilmiş ve
onlarında Irak, Suriye ve Lübnan ekseninde zorunlu ve geçici ikamet e
tabi tutularak meydana gelebilecek intikam ve diğer istenmiyen saldırılardanda
kurtarılmasını sağlamıştır. Alınan tehcir kararı ve uygulaması, dünya savaş
tarihinin en insanı uygulamasıdır. İhanet içersinde olan kim olursa olsun savaş
kuralları içersinde ölümle cezalandırılırken, Türkler kendi savaş geleneklerini
uyguluyarak bir milleti ölüme mahkum etmemiş onları savaş koşulları değişene
kadar ceza ve tedbir olarak geçici bir zorunlu ikamete mahkum etmiştir. Daha
sonrada koşullar değişince geri dönüş kararı çıkararak tekrar Ermeni kökenli
grubun mensuplarına ayrıldıkları yerlere geri dönme ve taşınmaz mallarını geri
alma hakkı tanınmıştır. Bu anlamda
alınan tehcir kararı zorunlu yer değiştirmedir. Soykırım asla değildir. Zaten Nürmberg
Mahkemesinede gelen ve Türkleri Soykırım yapmakla suçlayan bu Ermeni önerisi
kabul görmemiş, Maltadaki bu konuda yapılan yargılamardada 150 Osmanlı lideri
suçsuz bulunmuş ve en son Doğu Perinçekle ilgili Ermeni Soykırımı Emperyalist bir Yalandır
konusunu işleyen ve bu konuda Fransa ve İsviçrenin karşı tavrını eleştirerek
mahkum edilmeye çalışılan davada Avrupa İnsan Hakları Mahkemeside aldığı kararındada aynı vurguyu yapmıştır. Yani hiç
bir hukuki merci aldğı kararda bu
soykırım diyememiştir. Türkler aleyhine
alınan Parlemento veya buna benzer kararlarda esas olarak ulusararası hukuka
ve konuyla ilgili Birleşmiş Milletler
1948 Sözleşmesine aykırıdır. Bu konuda var olan
belgeler ve bilgiler Türk Milletinin lehinedir. Bu konuda bir tereddüt
yoktur. Bu konuda alınan Hukuksuz kararlar Emperyalist amaçlıdır. Bu kararlara
karşı bu yüzden hukuk ekseninde mücadele edildiği gibi siyasi olarakta mücadele
edilmelidir. Çünkü kararlar siyasidir. Uluslararası hukuku ve Türkiyeyi alınan
siyasi kararlar bağlamaz.
1915
Olayları konusunda kısaca bu çerçeveyi çizdikten sonra Batı destekli Ermeni
örgütlerinin ve Ermenistanın hukuk tanımayan iddaları ve faliyetleri 1915 den
sonrada kesilmemiş ve aldıkları
emperyalist destekle katmerli bir şekilde, çıkardıkları kitaplar, diğer çeşitli
yayınlar, terörist faliyetlerle devam etmiştir. Tehcir kararını alan Türk
devlet büyükleri ve yıllar sonrada Türk diplomatları ermeni Taşnak ve Hıncaklarının uzantısı olan
ASALA vs. gibi terörist örgütlerin saldırılarında şehit edilmişlerdir. Bunun
dışında, Sovyetler birliğinin dağılması sırasında Ermenistan, Azerbaycan
Cumhuriyetinin Karabağ bölgesini işgal etmiş ve orada bulunan Azerbaycan
Türklerine karşı Soykırım, İnsanlık Suçu, Savaş suçu işlemiştir.
Emperyalistlerce
desteklenen ermeni örgütlenmeleri, kendi tabirleri ile Tanıtma, Tazminat ve
Toprak talepleride dahil olmak üzere bir dizi taleplerinden vazgeçmeyerek hem
Azerbaycan, hem Gürcistan ve Türkiyedende toprak istemektedirler. Bunun mümkün
olmadığını onları destekleyen güçlerde bilmektedir. Fakat geçmişten bugüne
gelen Emperyalist Doğu projeleri gereği ve
BOP eksenindeki yeni emperyalist emellerinden dolayıda, Kürt konusu gibi
bu konuyuda kaşımaktadırlar. 1915 Ermeni tehcirini soykırım yapılmış gibi
göstermek için tehcirin 100. yılı bahanesi ile Emperyalist devletlerle ve
işbirlikçilerle birlikte büyük eylemlere hazırlanmaktadırlar.
Biz
Türkler olarakta 1915 de alınan haklı tehcir kararını sadece savunmak için
değil aynı zamanda 1. Dünya savaşı ve daha sonraki sıralardaki Ermeni örgütlerinin
Emperyalistlerin planlarına uygun olarak Anadolu da, Karabağ daki işledikleri
soykırım ve insanlık suçlarını ortaya çıkarmak ve bu suçları dünyaya duyurmak,
kamuoylarını etkilemek, yönlendirmek ve ermenilerin yaptığı terörist
faliyetlerde kaybettiğimiz lider ve diplomatlarımıza sahip çıkmak için bilgiye
ve belgeye dayanan eylemsel taarruz
stratejisi ve politikası izlemeliyiz.
2015
yılını Anavatanı savunmak için Tehciri savunma ve emperyalizm destekli ermeni
örgütlerinin 1915 de Anadoluda ve Kafkasyada, 1992 dede Karabağdaki Türk ve Müslüman halklara karşı soykırım
yaptığını anlatmak ve bununla beraber Ermeni terör örgütleri tarafından şehit
edilen Türk lider ve diplomatlarını anmak ve onlara sahip çıktığımızı göstermek
ve dünya kamuoyunu bu amaçlarla etkilemek, yönlendirmek ve etkinlikleri bir takvime bağlamak
için benim bu konudaki önerilerim kısaca
şunlardır:
1. 2015 Türkler için, 1914-15 ve 1992
yılında Emeryalist destekli Ermenilerin, Anadolu ve Karabağda yaptıkları Türk
ve Müslüman soykırımlarını anlatmak için taarruz stratejisi geliştirmek
olmalıdır.
2. Taarruz stratejisi ve eylemliliği, Rus,
Osmanlı, Fransız, Ingiliz, ABD, Alman ve diğer bilgi ve belgelere dayalı olarak
Anavatan savunması ekseninde yapılmalıdır.
3. 28. Ocakta Strazburgda İnsan Hakları
Mahkemesinde; Fransa, İsviçre, Ermenistan ve Ermeni örgütlerinin müdahil olarak
yer alacağı ve bizim için lehimze ve büyük kazanç sayılan Doğu Perinçekin Ermeni
Soykırımı Emperyalist bir yalandır konusunda daha önce aldığı önemli kararın
temyizi ile beraber yapılacak olan duruşmada bizim merkezi olarak koordine
edilip bütün dünyadan uçak ve otobüslerle giderek Mahkeme önünde olmamız
gerekiyor. Davamızın arkasında olduğumuzu perçinliyerek bu anlamda Doğu
Perinçek in savunmasında (esasında bir karşı taarruzdu) bizim lehimize olan
tutumunu desteklememiz ve sahip çıktığımızın gösterilmesi gerekiyor. Ve acilen
Sn. Doğu Perinçek in davada savunma yapabilmesi içinde yurtdışı çıkış yasağının
hemen kaldırılması için T.C. Hükümetine çağrı yapılması ve bu konuda mücadele edilmesi gerekiyor.
4. 28. Ocakta Strazburga gelemiyenler ise
(Özellikle İskandinavya, Rusya, Türkiye , Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetler , ABD,
Kanada ve Avusturalya vd. yerlerdekiler)
bulundukları ülkelerdeki: Fransa, Ermenistan ve İsviçre Büyükelçilikleri ve
diplomatik misyonlarının önünde protesto gösterisi düzenlemeli ve kapılarına
siyah çelenk bırakmalıdır.
5. Konuya ilişkin olarak 1914-1915 ve
19118-1920 yılları arasında yapılan Anadoludaki Türk ve diğer müslüman ahaliye
yapılan soykırımlar ve 1992 yılında Karabağda ( v.d. bölgelerde özellikle Türkmeneli, Ege adaları, Kıbrıs, Yunanistan ve
Balkanlar vb. gibi bölgelerde dahil olmak üzere )Türklere yapılan soykırımlarla
ilgili ortak anma yapmak için bir gün belirlenmeli ve bu günü tarihte ve
günümüzdeTürklere yapılan Soykırımlara ilişkin olarak TÜRKLERE SOYKIRIM günü
ilan edilmelidir. Benim önerim Talat Paşanın Berlinde Şehit edildiği 15. Mart
günü buna uygundur.
6. Ermeni örgütleri ve Emperyalistlerin
siyasi ve fiili destekleriyle yapılan soykırımlarla ve insanlik suclarıyla ilgili sorumluların tespit edilmesi ve
tazminat anlamındada ve hukukende cezalandırılması için dosyalar hazırlanmalı
ve gerekli mercilere bu konuda baş vurulmalıdır. Çünkü bir çok mağdur ve yakını
bu konuda bilgisiz ve devletin ilgisizliğinden dolayı bu konuya eğilmemiştir.
Bu yüzdende bu yakıcı konu sanki
kapanmıştır. Biz bu konunun kapanmadığını belgeler ile ortaya koyarak gerekli
hukuk mücadelesini yapmalıyız ve dünya kamu oyunuda, yayınlar, konferans, toplantı, gösteriler ve sergilerle
etkiliyerek yanımıza çekmeliyiz.
7. Ermeni terör örgütleri tarafından şehit
edilen Azerbaycan ve Türkiye diplomat ve devlet adamları vuruldukları yerlerde
ve günde toplu katılımlarla anılmalı ve şehit edildikleri yerlere birer
prinçten, tunçtan yada mermerden anıt yada şilt dikilmelidir. Mezarları ve vuruldukları yerler ziyaret edilmelidir.
Ibadethanelerde şehitlerin gıyaplarında
mevlit okunmalıdır.
8. Şehit edilen diplomatlarla ilgili dava
dosyalarının açılması sağlanmalı ve müdahil olunmalıdır.
9. Taarruz stratejisi gereği, 25-26 Şubatta Karabağ Türk soykırımı ile
ilgili Ermenistan Büyükelçilikleri ve diğer misyonları önünde protesto
gösterileri düzenlemeli, Büyükelçiliklere ve Konsolosluklara siyah çelenk
bırakılmalıdır. Bu münasabetle Azerbaycan Büyükelçliklerine ve diplomatik
misyonluklarınada kitlesel taziye ziyaretleri yapılmalıdır.
10. Eylem yılı dolayısı ile vuruldukları gün
dışındada 1. Mart 2015 tarihinde tüm
şehit edilen Türk Devlet Büyüklerinin ve diplomatlarının vurulduğu yerlere
çelenkler ve karanfiller bırakmalı ve bu konuda kitlesellik sağlanmalıdır.
11. 15. Martta Talat Paşanın ve Dr. Bahattin Şakir ve Azmi
Beylerin Berlinde Vuruldukları yerlerden
başlayan ve Avrupa çapında Berlin Merkezinde
kitlesel bir Miting yapılmalıdır.
Berlin Türk Şehitliğindeki mezarları kitlesel olarak ziyaret edilmeli.
Tehcir savunulmalı ve Anavatanın haklı davasına sahip çıktığımız yaygın Medya aracıyla dünyaya ilan edilmelidir.
12. 24. ve 25. Nisan günleri, Ermeni
örgütlerinin eylem yapacağı Türk
Büyükelçilikleri ve diplomatik misyonları önünde kitlesel değişimli nöbet
tutulmalı ve Dünyaya biz buradayız ve Anavatanı savunuyoruz denilmelidir.
13. Tüm eylemliliklerde kitleselliğe önem
verilmeli aynı zamanda medyada (sosyal, yerel ve uluslararası medyada) kendi
fikir ve eylemimizin yer bulması için çalışacak ve görev alacak, bulundukları
ülkeye göre iyi dil bilen 2015 yılı için bir ekip kurulmalıdır.
14. Taarruz strajesi ve politikamızla ilgili
olarak çeşitli dillerde sosyal medya ağları açmalı ve etkili olarak
kullanılmalıdır.
15. Eylemlilikler Türk Devletlerindeki,
Rusya, Avrupa, Asya, Amerika , Afrika ve Avusturalyadaki Türkler tarafından
ortak olarak koordine edilmelidir.
16. Diğer milletlerden sivil toplum örgütleri,
bölgelerdeki belediye meclisleri ve milli meclisler ziyaret edilemeli ve bizim
fikrimiz hem yazılı hemde sözlü olarak ilgililere beyan edilmelidir.
17. Medya ile ilişki kurup
eylemlerimizin etkinliğinin artırılması
sağlanmalı ve özellikle Türk olmayan medyada yer alınması sağlanmalıdır.
18. Yabancı medyada mümkün olduğunca konuya
hakim kişilerin mülakat vermesi için çalışılmalıdır.
19. Eylemlerde bulunduğumuz ülkelerde hukuk,
siyaset, medya, toplantı, miting, örgütlenme ve eylemler için guruplar oluşturulmalıdır.
20. 1915 olayları ve 1992 Karabağ
soykırımları, Ermeni tehciri ile igili Türklere ve ayrıcada diğer milletlere
yönelik hızlandırılmış belge ve bilgiler ışığında eğitimden geçen gruplar
teşekkül edilmelidir. Yani 20 şer kişilik gruplara eğitim verilmeli ve her
bölgede bilgiye dayanan kalıcı bir
potansiyel yaratılmalıdır. Bu konuda kitlemiz bu eğitimden geçenler sayesinde
hızla bilinçledirimelidir.
21. Bu çalışmalarda milli olmak tek şart
olmalıdır. Mitinglerde ve etkinliklerde Türk, Azerbaycan vb. benzer bayrakların
dışında bayrak olmamalı ve sloganlarda ve pankartlarda önceden belirlenerek bu konularda ağız
birliği yapılmalıdır. Tabiki afişlerde
düzenliyenlerin ve destekçi kuruluşların adları yer almalıdır. Ama sadece afiş
ve bildirilerde bu yer almalıdır. Mitinglere değil. Ayrıca konu milli olduğu
için her hangi bir siyasi yada sosyal grup bu konuda diğerinin önünde
tutulmamalı buna kesinlikle müsade edilmemelidir. Konuşmacılar dikkatle
seçilmeli ve herkese hitap eden olmalıdır. Buralarda güvenebileceğimiz sınanmış
Türk olmayan konuşmacılara özellikle yer verilmelidir.
22. Kitleselliğe önem verilmeli kendisini
milli sayan hiç bir kuruluş ve şahıs dışlanmamalıdır. Bu konuda bizim
dışımızdaki milletlerden dostlarında katılım sağlanmalıdır.
23. Yapılacak faliyetlerle ilgili olarak,
kişilerden ve kurumlardan, ticaret mensuplarından bağış toplanmalıdır. Bu
konuda bir banka hesabı açılmalıdır.
24. En son önerim ise, Avrupada bu konuda
2015 yılı için hem bulunduğumuz bölgelerle hemde diğer ülkelerde ortak anlık
hareketleride sağlamak ve iyi etki yaratabilmek için merkezi bir sekreterya
oluşturulmaldir. Bunun Almanyada olması
Türkler için hem merkezi olması dolayısı ile hemde yoğun türk nüfusu olması
nedeniyle büyük bir avantaj sağlıyacaktır.
25. Tüm bu önerileri Avrupa, Rusya, ABD ve Kanada, Avusturalya daki
ve diğer Türk devletlerindeki Türklerde kendi bulundukları bölgelerde
gerçekleştirilmesi konusu çok acil bir konu olarak ele alınarak
örgütlenmelidir.
26.
2015 için Aylara yayılan bir plan
üzerinde çalışılmalıdır.
Görüş
ve fikirlerinizi aşşağıdaki eposta adresime yazabilir ve telefonla iletişim
kurabilirsiniz.
Türk
Milletinin Değerli fertleri ve örgütlenmeleri bu konuda acil kararlar alıp
eylem hazırlıklarına başlamalı ve Türkler Ocak 2015 den itibaren karşı taarruz
hareketini başlatmalıdır.
Bu
önerimi mümkün olduğu kadar Türk Dünyası iletişim ağlarında yaygınlaşmasını
önemle rica ederim.
Saygılar,selamlar,
iyi çalışmalar, başarılar…...
Sefa
M. Yürükel
Lahey
Türklere Soykırımları Araştırmalar Vakfı Başkanı
Soykırım
ve Terrorizm Araştırmacısı
Sosyal
Antropolog ve Etnograf
sefamyurukel65@gmail.com
tel.
0031 634371012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder